PLASİ SAVAŞI’NIN 268. YILDÖNÜMÜ (23 HAZİRAN 1757)

PLASİ SAVAŞI’NIN 268. YILDÖNÜMÜ (23 HAZİRAN 1757)

23 Haziran 2025 Pazartesi
PLASİ SAVAŞI’NIN 268. YILDÖNÜMÜ  (23 HAZİRAN 1757)

PLASİ SAVAŞI’NIN 268. YILDÖNÜMÜ

(23 HAZİRAN 1757)

Plasi Savaşı (1757): İngiliz Sömürgeciliğinin Hindistan’daki İktidar Dönüşümü ve Erken Sömürgeci Hegemonyanın Kuruluşu

23 Haziran 1757'de Bengal Nevvâbı Sirâcuddevle (Sirac ed-Devlah) ile Doğu Hind Şirketi ordusu arasında gerçekleşen Plasi Savaşı (پلاسی, Plaşi [Beng.], Plassey [İng]) Hindistan tarihindeki önemli dönüm noktalarındandır. Bu savaş, ilk bakışta sadece bir askeri faaliyet olarak görülebilir, ancak aslında Hindistan'da İngiliz sömürge yönetiminin başladığının gerçek bir göstergesidir. Zira bu savaştan sonra özellikle Doğu Hindistan'daki siyâsî, iktisâdî ve içtimâî yapılarda köklü bir değişim dönemi başlatılmış ve Hindistan'ın bir ticaret şirketi kılıfında İngiltere Krallığı tarafından sömürülmesinin temelleri atılmıştır. Bu savaş aynı zamanda bir yandan İngilizlerin iç siyasetteki entrikalarını, ihanetlerini ve ekonomik aç gözlülüklerini gözler önüne sermiş, öte yandan da Babürlü yönetimindeki kokuşmuşluğu, yanlışları ve ahlâkî düşüklüğü de gün yüzüne çıkarmıştır. Bu yönüyle savaş bölge tarihi açısından bir dönüm noktasıdır.

Plasi Savaşı’nın gerçekleştiği 18. yüzyılın ortaları, bir zamanlar her şeye hakim olan Babürlü İmparatorluğu'nun artık çatırdamakta olduğunu da ortaya çıkarmıştır. Bu yıllarda merkezi yönetim zayıflamış ve yeni bölgesel güçler ortaya çıkmıştır. Mesela Sirâcuddevle (Sirac ed-Devlah), Bengal Nevvabı olarak bağımsızlığını ilan etmeye çalışıyordu. Bu siyasi istikrarsızlık, yabancı güçler için fırsatlar yaratmıştır. Özellikle Büyük Britanya Krallığına bağlı faaliyet gösteren Doğu Hindistan Şirketi, Hindistan'da ticaret yapmanın ötesine geçerek siyasi nüfuz kazanma amacına yönelmişti. Bu şirket 1717'de Babürlü İmparatoru Ferruhsiyer’den (Farrukhsiyar 1124/1713) Bengal'de vergi ödemeden ticaret yapma ve ticaret izinleri verme hakkını kazanmıştı. Bu ayrıcalıklar şirket için büyük karlar sağladı ancak bu haklar şirket yetkilileri tarafından kötüye kullanılmaya başlandı. Yeni durum, Nevvab Sirâcuddevle'nin gelirlerini olumsuz olarak etkiledi ve yerel ticareti ciddi şekilde zarar uğrattı. Ayrıca, Britanyalılar, Nevvab'ın izni olmadan Kalküta'daki Fort William Kalesini güçlendirmeye başladılar. Fort William, Hooghly Nehri'nin doğu kıyısında yer alan ve Britanyalılar için ana ticaret ve askeri üs olarak kullanılan güçlü bir kaleydi. Nevvab Sirâcuddevle, bunu bağımsızlığına yönelik doğrudan bir saldırı olarak gördü ve kalenin inşasını durdurmalarını istedi, ancak Britanyalılar bu talebi reddetti.

1756'da Bengal'in Nevvab'ı olan Sirâcuddevle, İngilizlerin artan askeri ve siyasi müdahalelerini fark ederek, Calcutta'daki Fort William'ı ele geçirmeye karar verdi. Bu çabanın ardından ünlü "Kara Delik Olayı" yaşandı. Bir iddia mı gerçek mi olduğu tam olarak anlaşılamayan bu sözde olaya göre İngiliz esirler küçük bir odada tutulmuş ve çoğu hayatını kaybetmişti. İngilizler, Nevvab’a karşı gerçekleştirdikleri askeri eylemleri bu olayla meşrulaştırmaya çalışmışlardır. Modern tarihçilerin bazıları İngilizlerin bu olayı, askeri müdahalelerini haklı çıkarmak ve güçlü bir propaganda aracı olarak kullanmak amacıyla manipüle ettikleri görüşündedir.

Britanya Doğu Hindistan Şirketi generali Robert Clive, Ocak 1757'de Calcutta'yı yeniden ele geçirmek için harekete geçti. Başlangıçta Clive, Nevvab ile Alinagar Antlaşması'nı yaparak durumu çözmeye çalıştı. Ancak bu barış kısa ömürlü oldu ve Clive’nin sadece zaman kazanmak için bu antlaşmayı kullandığı sonraki olaylardan anlaşıldı. Sonra Nevvab'ın Fransızlarla bağları olduğu iddiasında bulunarak 1757'nin Mart ayında Fransızların Chandernagore'deki yerleşkesine saldırdı. Bu, yaptığı antlaşmanın ihlaliydi ve bir savaş için zemin hazırlama anlamı taşıyordu. Clive, doğrudan büyük bir orduyu yenmenin zor olacağını bildiği için, karşı tarafın gücünü zayıflatmak için başka yollar aramıştır. Nevvab'ın sarayındaki mutsuz ve açgözlü yetkililerle anlaşmalar yaparak, bunları kendi lehine çevirmeye başarmıştır. Clive, Nevvab'ın Genelkurmay Başkanı hükmünde olan Mir Cağfer'e Nevvab yapılma vaadiyle büyük bir rüşvet teklifinde bulunmuştur.

23 Haziran 1757'de, Plasi kasabasında Nevvab Sirâcuddevle'nin 50.000 asker, 40 top ve 10 savaş filinden oluşan ordusuna karşı, Robert Clive'ın 3.000 kişilik bir kuvvet ortaya çıkarmıştır. Savaş erken bir saatte başlamışsa da yoğun yağmur savaşı yavaşlatmış hatta anlatılara göre yağmur, Nevvab'ın barutunu ıslatırken, Britanyalılar kendi barutlarını kuru tutmayı başarmıştı. Nevvab'ın ordusunun ana kısmı, Mir Cağfer ve diğer önemli bir komutan olan Rai Durlabh tarafından yönetiliyordu. Bu iki komutandaki birlikler savaşa katılmadılar. Yalnızca Nevvab'ın sadık birlikleri, Mir Madan ve Mohanlal komutasındaki askerler savaşmışlardır. Savaş, sekiz saatten kısa sürdü ve genellikle "sadece isimde bir savaş" olarak tanımlanır. Britanyalıların kayıpları çok küçüktü (yaklaşık 28 ölü ve 50 yaralı), Nevvab ise yaklaşık 500 askerini kaybetti. Sirâcuddevle, Bihar'a kaçmaya çalıştı ancak Mir Cağfer'ın oğlu Miran'ın emirleriyle 2 Temmuz 1757'de yakalanarak öldürüldü. Böylece onlar için en büyük engel olan Sirâcüddevle ortadan kaldırılmış oldu.

Plasi Savaşı, Hindistan üzerinde, özellikle Bengal’de derin ve kalıcı izler bırakmıştır. 29 Haziran 1757'de Robert Clive, Mir Cağfer’e Bengal'in yeni Nevvabı olarak Murşidabad'da taç giydirmiştir. Ancak Mir Cağfer, sadece bir kukla hükümdar olarak kalmış, gerçek güç ise Britanya Doğu Hindistan Şirketi’nin elinde toplanmıştır. Şirket, Bengal, Bihar ve Orissa’da ticaret hakları üzerinde sınırsız bir egemenlik kazanmış, aynı zamanda Kalküta yakınlarındaki 24 Parganas bölgesindeki zamindarlık haklarını da ele geçirmiştir. Şirket ve yetkilileri, Mir Cağfer’den yaklaşık 30 milyon rupi değerinde mali tazminat ve hediyeler almış, Robert Clive ise şahsen bir defada 234.000 Sterlin ve sonrası için yıllık 30.000 Sterlin gelir elde etmiştir. Bu yenilgi, dönemin Hint Alt Kıtası ekonomisi üzerinde yıkıcı bir etki yaratmış, özellikle Bengal’in doğal kaynakları, hazinesi ve iş gücü, Şirket tarafından büyük ölçüde sömürülmüştür. 1764'teki Buksar Savaşı'nın ardından, Şirket, Babürlü İmparatoru II. Şah Alem’dan Bengal, Bihar ve Orissa eyaletlerinde vergi toplama hakkı elde etmiş ve böylece sömürgecilik sürecini daha da ilerletebilmiştir.

Plasi Savaşı'nda elde edilen başarı, Büyük Britanya Doğu Hindistan Şirketi’nin, Hint Alt Kıtası'ndaki hakimiyet alanının genişletilmesini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır. Birçok tarihçi, bu sonucu yalnızca büyük bir askeri başarı olarak değil, aynı zamanda derin bir siyasi komplo olarak da değerlendirmektedir. Mir Cağfer, Rai Durlabh ve diğer yerel liderlerin ihanetleri, İngilizlerin neredeyse hiçbir dirençle karşılaşmadan zafer kazanmasını sağlamıştır. Robert Clive, zaferin esasen müzakerelerle elde edildiğini açıkça kabul etmiştir. Bu durum, Hindistan içindeki bölünmelerin ve elitler arasındaki açgözlülüğün, İngilizlerin sömürgecilik yolunda ne denli büyük bir avantaj sağladığını göstermektedir. Sonuç olarak, Plasi Savaşı, Hindistan tarihi için bir dönüm noktası olmuş ve Britanya'nın sömürgeci yönetiminin temellerini atmıştır.

Bugün, Plasi Savaşı'nın 268. yıldönümü hatırlanırrken geçmişte yaşananların unutulmaması gerektiği gerçegi kendisini bir kez daha ortaya koyar. Bu savaş, iç bölünmelerin ve açgözlülüğün, bir toplumun veya ülkenin geleceğini nasıl karartabileceğini gözler önüne sermektedir. Tarihten çıkarılacak en önemli ders, salt direncin dış tehditlere karşı tek başına yeterli olmayacağı, bunun yanında güçlü bir planlama, toplumsal iç dayanışma ve milli bilincin de kritik öneme sahip olduğu gerçeğidir.

BİZDEN HABERLER

HAKAMER GÜNCEL HABERLER
tanıtım filmi