CANI CANAN VEFAT YILDÖNÜMÜ

CANI CANAN VEFAT YILDÖNÜMÜ

CANI CANAN VEFAT YILDÖNÜMÜ
HİNT ALT KITASI TAKVİMİ
ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER - ÖNEMLİ OLAYLAR
1 (veya 3) Ocak
 
Hindistan’da Müceddidiye Silsilesinin Önde Gelen Şeyhlerinden
(ö. 1195/1781)
 

Tam adı Şemsüddîn Habîbullāh Mirza Mahzar Cân-ı Cânân b. Mirza Cân b. Abdüssübhân Dihlevî şeklindedir.

Mirza Mahzar Cân-ı Cânân, 1 Ramazan 1110’da (3 Mart 1699) ailesi Dekken’den Ekberâbâd’a (Agra) göç ederken Kâlâbâğ kasabasında doğdu. Muhammed b. Hanefiyye yoluyla Hz. Ali soyundan gelen Mirza Mazhar’ın ailesi Afganistan’dan Hindistan’a gidip Bâbürlü İmparatoru Hümâyun’un hizmetine giren Kaşgal kabilesindendir. Ekber Şah’ın hükümdarlığı sırasında bir isyana karıştığı için gözden düşen aile, Mirza Mazhar’ın babası Mirza Cân’ın Evrengzîb döneminde askerî bir göreve tayin edilmesiyle tekrar itibarını kazanır.

Babası Mirza Cân’ın isminden kinaye olarak ve bir erkek çocuğun babasının asıl canı olduğunu ifade etmek üzere Cân-ı Cân adı verilmiştir. Bu adın Evrengzîb’in tavsiyesi üzerine konulduğu da rivayet edilir. Ancak bu isim kısa bir süre sonra Cân-ı Cânân olarak değiştirilmiş, Farsça ve Urduca şiirlerinde kullandığı “Mazhar” mahlası zamanla adının bir parçası olmuştur.

Mirza Mazhar muhtemelen babasının son yıllarında veya onun ölümünden (ö. 1130/1718) kısa bir süre sonra Ekberâbâd’dan ayrılarak Delhi’ye gitti. Başlangıçta tasavvufa pek az ilgi duyan Mazhar, Abdürresûl Dihlevî’den tefsir ve İmâm-ı Rabbânî’nin torunu Hacı Muhammed Efdal Siyâlkûtî’den hadis ve fıkıh tahsili gördü. Babasının mesleğini devam ettirmeyi düşünerek orduda bir görev almak için girişimde bulundu. Başvurusu reddedildiğinde Çiştiye Şeyhi Kutbüddin Bahtiyâr Kâkî (ö. 633/1236) kendisine bütün gücünü mânevî arayışa vakfetmesi tavsiyesinde bulunur. Mirza Mazhar, bunun üzerine Nakşibendî-Müceddidî şeyhi Nûr Muhammed el-Bedâyûnî’ye intisap eder. Bedâyûnî’ye bağlılığı vefatından sonra da devam eder ve türbesinde altı yıl süreyle inzivaya çekilir. Bedâyûnî son dönemlerinde ona bir mürşid aramasını söylediği için Şah Muhammed Zübeyr, Şah Hâfız Sa‘dullah ve Muhammed Âbid Sünnâmî adlı üç Nakşî-Müceddidî şeyhe daha intisap eder. Daha sonra Kādirî, Sühreverdî ve Çiştî tarikatlarına da intisap ederek Nakşibendî-Müceddidî silsilesinin dört ana kolunu kendi şahsında birleştirir.

Sünnâmî’nin vefatından (1160/1747) sonra yoğun bir şekilde irşad faaliyetine başlayan Mirza Mazhar Cân-ı Cânân, dergâhını Delhi’de kurarak Müceddidîliğin merkezinin Serhend’den Delhi’ye kaymasını sağlar. Mirza Mazhar, 1183’te (1769) Delhi’den ayrılıp aralarında çok sayıda müridinin bulunduğu Rohilla Afganlıları’nın geleneksel kalesi olan Rohilkhand’a gider. Ancak burada hayal kırıklığına uğrayıp Delhi’ye geri döner. Mirza Mazhar 5 (veya 7) Muharrem’de (1 veya 3 Ocak 1781) bir saldırı sonucunda vefat eder.

Mirza Mazhar üç önemli halife yetiştirmiştir. Bunlardan ilki tefsir ve hadis alanında otorite olan Kadı Senâullah Pânîpetî (ö. 1225/1810) olup hacimli Arapça tefsirini şeyhine ithaf ederek Tefsîru’l-Mazharî adıyla adlandırmıştır. İkincisi Naîmullah Behrâiçî’dir (ö. 1218/1803) ve bu zat şeyhinin hayatı, görüşleri ve uygulamaları hakkında Ma’mûlât-ı Mazhariyye ve Beşârât-ı Mazhariyye adıyla iki kitap kaleme almıştır. Onun daha etkili halifesi Abdullah ed-Dihlevî (ö. 1240/1824) olup mürşidi hakkında Makâmât-ı Mazhariyye adıyla bir eser yazmıştır.

Mirza Mazhar’ın müridlerini irşad amacıyla Farsça olarak yazdığı mektuplar Kelimât-ı Tayyibât adlı eserde derlenmiş olup seksen dokuz mektup ihtiva etmektedir. Abdullah ed-Dihlevî’nin Makâmât-ı Mazhariyye’sinde de yirmi dört mektubu yer almaktadır. Bütün mektupları Mirza Mazhar Cân-Cânân ki Hutût adıyla Urduca’ya tercüme edilmiştir. Mirza Mazhar’ın Farsça ve Urduca şiirlerini ihtiva eden bir de divanı vardır.

 

BİZDEN HABERLER

HAKAMER GÜNCEL HABERLER
tanıtım filmi