EBU’L-HASAN NEDVİNİN VEFAT YILDÖNÜMÜ

EBU’L-HASAN NEDVİNİN VEFAT YILDÖNÜMÜ

EBU’L-HASAN NEDVİNİN VEFAT YILDÖNÜMÜ
HİNT ALT KITASI TAKVİMİ
ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER - ÖNEMLİ OLAYLAR
31 ARALIK

 

Nedvetü’l-Ulemâ Başkanı Hintli Âlim ve Davetçi
(1914-1999)
6 Muharrem 1333’te (24 Kasım 1914) Leknev’e bağlı Raey Bireli kasabası Tekiyye Kelân (Büyük Dergah) köyünde Şâh Alemullah tekkesi (Dâire-i Şâh Alemullah) olarak anılan evde doğdu. Hasenî seyyid bir aileden gelmekte olup ailesi büyük büyük dedesi Emîr-i Kebîr Seyyid Kutbüddin Muhammed el-Medenî’ye (ö. 677/1279) nisbetle Kutbî olarak adlandırılır. Ailesinin geçmişi bölgede meşhur Bilgrâmî Hüseynîler ile Birelvî Hasenîler’e dayanır. Babası Abdülhay el-Hasenî, annesi ise hâfız-ı Kur'ân, edîb ve şâir Hayrünnisâ hanımdır (ö. 1968). Bölgede daha çok Ali Miyân diye anılır. Ebü’l-Hasan Ali dört yaşında okumaya başladı ve altı yaşında Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetti. Dokuz yaşında babasını kaybetti (1923). Sıddık Hasan Han Kannevcî’nin desteğiyle zor günleri atlattılar. Farsça ve Urduca’sını ilerletip Leknev Üniversitesi Arapça hocası Arap asıllı Halil b. Muhammed el-Ensârî el-Yemânî’den de Arapça öğrenmeye başladı (1924). Öğrenmeye merakı ve kâbiliyeti sebebiyle bu merhaleleri çok hızlı geçti. 12-13 yaşlarında iken Arapça konuşmaya ve yazmaya başladı. 1927 yılı Ağustos ayında Leknev Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümüne üniversitenin en genç öğrencisi olarak girdi ve Nisan 1929’daki imtihanlarda birincilik elde edip altın madalya (Gold Medal) kazandı ve bunun karşılığında verilen bursu almaya başladı. 1929 yılında Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’ya kaydoldu. Nedve’de, 1930 sonlarında buraya gelen Takiyüddin el-Hilâlî el-Merâkeşî’den ileri düzeyde Arapça okudu. Medreseden mezun olunca eğitimini ihtisas seviyesinde sürdürdü, ayrıca dini literatürü anlayacak düzeyde İngilizce öğrendi.
1929 yılı Mayıs sonunda Lahor’a geldi burada bazı şiirlerini Arapça’ya çevirdiği Muhammed İkbâl ile görüştü. Bu tarihten sonra İkbal’e olan ilgisi arttı ve bütün eserlerini dikkatle okudu. İkbal, hastalığına rağmen Nedvî’yi 22 Kasım 1937’de evinde kabul etti. Nedvî, İkbâl’in şiir ve yazılarındaki derûnîlik ve müessiriyetin kendi üzerindeki etkisinden yeri geldikçe söz eder. Nedvî 1929 ziyaretinde müfesir Ahmed Ali Lahori ve Urdu Dâire-i Ma’ârif-i İslâmî yöneticisi ve Oriental College’ın müdürü Profesör Muhammed Şefî’ ile de tanıştı. Nedvî’ye göre Lahor seyahati hayatındaki dönüm noktalarından biri olmuştur.
Temmuz 1929’dan itibaren Nedvetü’l-Ulemâ’da Haydar Hasan Han Tonkî’den Sahîh-i-Buhârî, Sahîh-i-Müslim, Sünen-i Ebî Dâvud ile Sünenü-t-Tirmizî’yi, Beyzavi tefsirinin bazı bölümlerini ve mantık okudu. Tonki’den ve bir süre ders aldığı Sünenü’t-Tirmizî şârihi Abdurrahman Mübârekpûrî’den hadis icâzeti aldı. Lahor’a 1930-1934 yılları arasındaki yaptığı müteaddit uzun süreli ziyaretlerinde müfessir Ahmed Ali Lahori’nin ders halkasına katıldı ve ondan Kur'ân'ın tamamının tefsirini okudu ve başka dersler aldı. 1931 yılında 90 yaşında olan Çiştiyye tarikatı şeyhi Gulam Muhammed Behâvelpûrî’ye giderek biat etti. Temmuz-Ağustos 1932’de Hüseyin Ahmed Medenî ile birlikte Diyobend’e gitti ve burada onun Hindistan’daki en geniş ders halkalarından olan Sahîhayn ve Sünenü’t-Tirmizî derslerine katıldı, ayrıca ondan özel olarak tefsir dersi aldı. Asgar Ali’den de Hafs rivayeti üzerine kıraat okudu. 1938 yılında Leknev’e gelen Çiştiyye tarikatı şeyhi Eşref Ali Tânevî’ ile de görüştü ve ona hizmet etti.
Nedvî öğrenim hayatını tamamlayıp 1934 yılında Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’da hocalığa başladı. Burada Tefsir, Hadis, Arap edebiyatı ve Mantık okuttu. Nedvetü’l-Ulemâ çatısı altında çeşitli araştırma ve yayın birimlerinin kurulmasına öncülük etti, arkadaşlarıyla birlikte Arapça ve Urduca dergiler çıkarttı. 1943 yılında kurduğu İdâre-i Ta’lîmât-ı İslâm adlı müessesede dört yıl süre ile Kur'ân-ı Kerîm ve Hadis dersleri verdi. Teşkilatçı kişiliği ve medenî cesareti ile Hindistan’da dikkat çekmeye başlayan Nedvî, Mevdûdî’nin daveti üzere toplanan 75 kişiden biri olarak Cemaat-i İslâmî’nin kurucuları arasında yer aldı (26 Ağustos 1941). Ancak, Mevdûdî’nin kişiliğinden kaynaklanan bazı gerekçelerle Cemâat-i İslâmî’den ayrıldı.
Nehru’nun Nisan 1947’de Delhi’de tertip ettiği Asya konferansında “İlâ mümessili’l-bilâdi’l-İslâmiyye (İslâm Ülkeleri Temsilcilerine)” başlığıyla Arapça bir bildiri sundu. Bildiri metni risâle olarak da neşredildi ve kendisinin Arap ülkelerinde tanınmasına vesile oldu. İlk hac ziyaretine Haziran 1947’de çıkan ve altı ayı aşkın bir süre sonra Hindistan’a dönen (Ocak 1948) Nedvi bu tarihten sonra çoğunlukla üyesi olduğu kuruluşların toplantıları için defalarca Hicaz’a gitti. Seyahat etmeyi seven Nedvî dünyanın pek çok ülkesine seyahatte bulundu ve birçok ulusal ve uluslararası kuruluşta görev aldı. Ebü’l-Hasan Nedvî 18 Haziran 1961’de yapılan seçimde vefat eden abisinin yerine Nedvetü’l-ulemâ’nın başkanı ve Dârülulûm’un rektörü oldu. 1964 yılında sol gözünden başarısız bir ameliyat geçirerek gözünü kaybetti. Bu sebeple bu tarihten sonra okuma ve yazmada ciddi sıkıntılar yaşadı Zaman zaman ciddi sağlık problemi geçiren Nedvî özellikle 1994’ten sonra iyice zayıf düştü. Buna rağmen çok mücbir bir sebep olmadıkça seyahatlerine ara vermedi. Sağlık durumu Mart 1999 ortalarında iyice bozulmaya başladı ve bir süre sonra kısmî felç geçirdi. Bu zamandan sonra çok sayıda kimse ziyaretine geldi. Vefatına kadar yazma işini aralıksız sürdüren Nedvî’nin kendi hayat hikâyesini anlattığı kitabında Temmuz 1999 başına kadarki olaylara yer vermiş ve kitabın bu son cildini sağlığında yayımlatmıştır. Nedvî 23 Ramazan 1420 (31 Aralık 1919) tarihinde bir cuma günü vefat etti ve doğduğu köyde defnedildi.
Çok sayıda eser yazmış ve eserleri pek çok dünya diline tercüme edilmiştir.
1. Sîret-i Seyyid Ahmed Şehîd (Leknev 1939; 1986 7. bs.).
2. el-İmâm ellezî lem yüveffe hakkuhû mine’l-insâf ve’l-i’tirâfu bihî (Leknev 1409/1989).
3. İzâ hebbet rîyhü’l-îmân (Raey Bireli, ts., Dârü Arafât); Beyrut 1406/1986, 11. bs.).
4. Ricalü'l-fikr ve'd-da've fi'l-İslam (Kuveyt 1956, 1969, 1977, 1985, 1989; Dımaşk 1960, 1965).
5. Târîh-i Da‘vet ve Azîmet (A’zamgarh 1377/1957, 1969, 1391/1971; I-VII, Karaçi, ts., Meclis-i Neşriyât-ı İslâm).
6. Mâzâ hasira'l-âlem bi'n-hitâti'l-müslimîn (Kahire 1950; 1951).
7. es-Sıra’u beyne'l-fikreti'l-İslâmiyye ve'l-fikreti'l-garbiyye fi'l-aštâri'l-İslâmiyye (Beyrut 1965; Kuveyt 1968; 1973).
8. Nahve't-terbiyeti'l-İslâmiyyeti'l-hurre fi'l-hukûmât ve’l-bilâdi’l-İslâmiyye (Beyrut 1969, 1985; Kahire 1976).
9. el-Erkanü'l-erbe’a (es-Salat- ez-Zekat- es-Savm- el-Hacc) fi davi'l-kitab ve's-sünne... (Kuveyt 1387/1967; Beyrut 1968)
10. el-Akîde ve'l-ibâde ve's-süluk fi dav'i'l-kitâb ve’s-sünne ve’s-sîreti’n-Nebeviyye (Leknev 1402/1982).
11. Rabbâniyye lâ rahbâniyye (Beyrut 1986; 1968).

BİZDEN HABERLER

HAKAMER GÜNCEL HABERLER
tanıtım filmi